İbrahim Taş Yazdı! Basın ve Nefret Söylemi

İbrahim Taş yazdı; Basın ve nefret söylemi

Nefret söylemi en genel haliyle bir kişi veya grubu dil, etnik kimlik, engellilik, yaş, cinsiyet, cinsel yönelimi veya diğer faktörlere dayanarak hedef alan saldırgan mesajlara maruz bırakan ifade olarak tanımlanabilir. Ya da bir başka tanımıyla nefret söylemi; hedef alır, ötekileştirir ve düşmanlaştırır Bir kişinin veya grubun din, dil, etnik kimlik, engellilik, yaş, cinsiyet, cinsel yönelimini hedef alan, önyargıya dayalı, olumsuz ve saldırgan ifadelerdir. Nefret söylemi çeşitlilik gösterdiği birçok tanımla da açıklanabilir. En kısa haliyle nefret hedef göstermektir.

Geçmişten günümüze kadar birçok evrelerden geçen medya sektörü, yaşadığı değişimle birlikte, olumlu ve olumsuz manada yeni özellikler kazandı. Geleneksel medya döneminin hâkim olduğu eski zamanlardan bu yana medya, sermaye ve siyaset arasındaki ilişki güçlü bir şekilde devam etmektedir. Geçmişe dönecek olursak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşundan bu yana hükümetler ve güç dengeleri değişse de medya, sermaye ve siyaset değişkenleri arasındaki ilişki değişmiyor.

Bu değişkenler; O günkü tartışmanın ilgilendirdiği kesime göre kimi zaman dini ve etnik azınlıklar, mülteciler ve yabancılar, kimi zaman bu ülkenin vatandaşları bile medyada nefret söylemine maruz kalıyor. Medya eliyle yayılım alanını genişletildiğinde toplumlarda ve bireylerde kalıcı bir travma yaratmaktadır. 

Teknolojik gelişmeler sonucunda hakimiyet alanını uçsuz bucaksız bir şekilde genişleten yeni medya çağında bu durum her geçen gün daha da artmaktadır. Üretilen içeriklerin güvenilirliği ve bireyin özerk haklarını ne derece koruduğu tartışma konusuyken, Gazeteci kimliğiyle Nefret söyleminin alan bulmasına yardımcı olmak, toplumda ayrışmaya öncülük etmek, insanlığın temel haklarına karşı yapılmış en büyük kötülüktür. 

Dünyada ve Türkiye'de nefret söyleminin önüne geçmek için mücadele eden dernek ve STK'lar başta olmak üzere sayıları azımsanmayacak derecede önemli kuruluşlar mevcuttur. Bunun yanında da nefret söyleminin tohumunu saçmaya, toplumda nefret söylemini diri tutmaya çalışan kişi, kurum, kuruluş ve medya grupları da her geçen gün olumsuz içerikler üretmeye devam ediyor.

Sonuç olarak toplumlarda sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak kişilerin aşağılanmadığı, bireylerin onur, şeref ve saygınlıklarının her daim korunduğu güzel bir dünya diliyorum.